Kubilay Han

Bu kitap sadece Kubilay Handan değil bütün moğollardan ve özelliklerde Cengiz Handan bahsediyor. 
 Enterasan bir dili ve uslübü var. Alışılmadık örnekler fakat cuk diye oturan örnekler veriyor, çok hoş benzetmeler yapıyor.Olayları anlatırken  tarih kitaplarında alışık olduğumuz bakış açısının dışında olayları tüm yönleri ile açıklayan geniş bir bakış açısı var. Bunlar kitabın artıları, şimdi de eksiklerine gelelim. 
 Kitap birinci eleştireceğim nokta, çok uzun cümlelerin sık sık kullanılıyor olması. Bu bazen sıkıcı olabiliyor. İkinci nokta tercümeden kaynaklı, iyi bir çeviri olmadığı bazı devrik cümlelerde iyce ortaya çıkıyor. Bir diğer konu yazarın ideolojik yaklaşımı.Bazen o derece objektif yaklaşımda uzaklaşıyor ki insan pes diyor. Moğulların Bağdatı yerle bir ettiğini anlatırken hiçbir üzüntü ifadesi kullanmaması beni şok etti diyebilirim. Halifenin düştüğü içler acısı durum beni üzerken sanki o ohh olsun hakketti der gibi bir yaklaşım içinde. Moğulların müslümanlara yenildiği Aynı Calut savaşını anlatırken neredeyse üzülmüş  olduğunu his ettim. Birde çok tuhafıma giden moğulların katliamlarını anlatırken söylediği şu söz oldu, diyor ki yazar, (moğollar bir şehre girip tamamını katlederken bunu vahşi duygularını tatmin etmek için yapmazlar, diğer şehirlerinde teslim olması için yaparlar, bu korkunç katliamı duyan diğer şehir ahalisi korkudan teslim olmayı seçer. Bu durumda sonuç itibarıyla daha az kan dökülmüş olur). 
       İşte bu cümleleri okuyunca  yazar ters bir şeyi düz görmek için kendisini yere yatırıyor, diyesim geldi. Aslında bu genelde oryantalistlerde gördüğümüz bir yaklaşımdır. Fakat bazı durumlarda yazar çok ileri gitmiş  diyebilirim.
   Sonuç itibarıyla bir Avrupalının bir Amerikalının Ortadoğu için yazdığı bir metni okurken çok dikkatli olmalı, onun ne derece objektiflikten uzaklaştığını farketmeliyiz. 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Art niyetli olmadıkça her türlü eleştiriyi dikkate alır ve cevap vermeye çalışırım.