Atatürk Olimpiyat Oyunları Stadı Yolculuğu


2 Mayıs 2018 Çarşamba günü okulumuza gelen heyet okulumuz idarecileriyle görüştü.Müdürümüzle ve benimle... Gelen heyette Anafartalar Ortaokulunun Beden Eğitimi öğretmeni Takeddin  Hoca ve Cengiz Hoca bulunuyordu.Onlar müdürümüzle bir takım konuları görüştükten sonra 4 Mayıs Cuma günü yapılacak atletizm yarışması söz konusu edildi.Onların haber vermesi ve heveslendirmesi neticesinde kıymetli müdürümüz  bu yarışmadan ümitlenmiş dolayısıyla katılmaya niyetlenmiş ve beni bunun için görevlendirmişti.Ben istekli olmadığımı kendisine gösterdiğim halde oda beni gitmeye mecbur etti.Sabah 8 civarında  okul önünde toplanan öğrencileri ve onların lisanslarını alarak götürdüm.Önceki gün ancak yedi kişi alırım dediğim halde sekiz kişiyi almıştım buna rağmen çocuklar bir kişinin daha geleceğini ve onu beklememiz gerektiğini söylüyorlardı. Bende onun evini tarif etmelerini istedim. Zaten yakın olan evini gösterdiler. Aracımızla gidip aldık. İki kız ön koltukta yedi kız arkada üst üsteydiler.Yolculuk bundan sonra başladı.Eşref Bitlis bulvarından yan yola oradan Sultanbeyli Hüsnü Özyiğin Lisesine kadar gidip orada yakıt almak için bir mola verdik.Buradan çocukların kahvaltı etmediğini öğrenip puaça muağaça alacak bir yer aradım.Bulamayınca da o benzincinin kafeteryasına gidip dokuz tane bisküit aldım.Yolda yiyecektik.Oradan hareket edip çevreyolu'na girdik.Saat 9 civarı başlayan  yolculuğumuz saat 10.10 geçe ye kadar çevreyolundan devam etti.İkitelli çıkışında çevreyolundan çıkıp şehir içine girdim.bir benzinciye sorarak yolu bulduk.Üç beş km ilerde menzilimize vardık.Aracımızı park edip hemen yarış alanına koştuk.Baya kalabalık sporcu kafileleri alanı doldurmuşlardı.Kimisi üstünü başını düzeltiyor, kimisi ısınma hareketleri yapıyor ,kimisi de yarış hakkında bilgi almak için görevlilerle yada  hocalarıyla görüşüyorlardı . Kayıtlar içeride alınıyordu.Bizim çocukların isim listeleri oradaki hakemlerin masasındaydı.Yarışacak sporcuların numaralarını aldık ve onların ayakkabılarına takılmak üzere çipler ve göğüslerine asılmak üzere  göğüs numaralarını aldık. Onları taktıktan  sonra artık takımımız koşmaya  hazırdı.Onlar iki gruptu , birinci grup küçük kızlar ikinci grup yıldız kızlardı.Önce küçük kızların yarışı oldu.Kızlarımız koşarken bende Atatürk Olimpiyat Stadını biraz inceledim.İlginç bir mimarisi vardı.Stadın üzerinde hilal biçiminde bir tavanı  vardı ki bunu da nasıl yapmışlar diye hayretle ağzım açık kaldı.Ben bunu incelerken yarışçı kızlar koşarak gelmeye başladılar.Gözlerim bizim kızları arıyordu. En öndeki ilk üç kız arayı baya açmışlardı fakat dördüncü kız bizdendi başında bere olanı Canandı. Hemen önümden dönüp varış  noktasına yöneldiler.Sonrasını göremediğimden merak içinde kalmıştım.Kızı bulup sordum.Ben beşinci oldum hocam dedi. Fakat hakeme sorunca onun ekranından gördüm ki bizim kız aslında sekizinci olmuş.Diğerler sporcularımız  daha da arkada kalmışlardı. Onlardan biri  bayılmış ve ambulansla yarışı tamamlamış.Zaten ben onu yedeklere yazmıştım fakat asıl gelmeyince görev ona düştü.O kız çok üzüldü.Bende onu teselli edip asıl önemli olanın yarışmayı kazanmak değil yarışmaya  katılmak olduğunu çünkü diğer yarışmacılar olmasa birincinin de birinci olamayacağını ifade ettim fakat bunu söyler söylemez karşımdakinin henüz bu düşüncelerimi  anlayacak kapasitede olmadığını fark ettim.Sözü daha çok çalışıp başarılı olmalısın diye bitirdim.Onu yarışma neticesine katmadılar.Sonra yıldızların yarışı oldu.Bu yarışmaya da beş kızımız katıldı.İçlerinden en iyi koşan Dilandı ki oda   yedinci oldu.Böylece yarışı kaybettik.Neticeler belli olduktan sonra ben hemen dönmek istesem de çocuklarımız  önceden tanıdıkları ve abla gibi gördükleri bir büyüklerini bu yarışmada  bulup bir süre onunla görüşmek istediler. Bende izin verdim.Bu arada Cuma saati yaklaşmış ve  Cuma ezanı okunmuştu.Hemen oradaki görevlilerden en yakın caminin yerini sorup oraya gittim. Atatürk Olimpiyat Stadı biraz şehir dışı olduğundan etraf  boş tenha tepelerle doluydu.Beş altı km ilerde bir mahalle vardı.Orada bir cami bulup  aracımı önüne park ederek camisine girdim. Cemaat avluda hasırlar sermiş namaza durmuştu.İlk bakışta gözlerim o safların içinde yer araya araya gezdi ve fakat bulmadı. Üstelik daha abdest bile almamıştım.Yer bulamazsam endişesi içimde varken bir düşünce aklıma gelip beni rahatlattı.Hiçbir zaman namaza gelip te yer bulamadığım olmuşmudur diye sordum kendime , cevap olmamıştı.Nitekim albestimi alıp camiye girince içeriyi de dolu bulup yukarı çıktım merdivenlerden yukarı çıkınca yukarıyı yarıya yakın boş buldum.Hoca vakıfların öneminden bahsederken bende içimden hocayı tastik ederek  vakıfların önemine kani oldum.Toplumumuzu ayakta tutan direkler  vakıflardı .Oradan çıkınca Cengiz hoca beni arayıp çocukların beni beklediğini söyleyince biraz daha telaşlandım.Fakat gelince onları gayet rahat buldum.Öyseyse neden beni aradıklarını anlayamadım. Halbuki onlara Cumaya gideceğimi de söylemiştim.Neticede geri dönüp geldik ve çocukları okula bıraktım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Art niyetli olmadıkça her türlü eleştiriyi dikkate alır ve cevap vermeye çalışırım.