15 temmuz isyanında nasıl bir rol oynadım,?


cuma akşamı evde oturuyodum birden tv den darbe haberleri geçmeye başladı.ben tabi şok vaziyetteydim..kendi kendime olayı anlamaya çalışıyodum derken sultanbeyli belediyesinden bir mesaj geldi.meydana davet ediliyoduk. ben zaten evde televizyona saldıracak kadar kızgın bir haldeydim. hemen gittim.olay daha çok yeniydi. yolda insanlar ne olmuş diye soruyorlardı. ilçe ak parti binası önünde geldim. 50 -60 kişi toplanmış birbirine bakıyordu.darbe olmuş diye fısıldıyorlardı ,sessiz bir bekleyiş vardı.gözlerde bir korku bir endişe bir panik vardı hatta bazı gözlerde üzgün bitkin bir bakış vardı.insanların kendilerine umut ve inanç verecek bir  öncü lidere ihtiyaçları vardı.gerçi benimde içimde kararsızlık bulutları vardı ama o bulutları dağıtacak bir isyan ateşi içimde  yanıp patlamnak üzereydi.ben birden kendimi tutamayıp bağırdım.DARBEYE FIRSAT VERMİYECEĞİZ  diye .önce insanlar şakınlıkla dönüp bana baktılar ,ardından iki kişi daha benle aynı anda bağırdı, üçüncü ve dördüncü defa bağırışımızdan sonra artık bütün millet hep birlikte bağırıyorduk ve bağırdıkça  da çoşuyorduk.sesimizi etraftan duyanlarda geliyordu. birden etraf kalabalıklaştı. sokağa sığmaz olduk.meydana doğru yürüdük. sesimiz bütün sultanbeylini inletiyordu ve sayımız arttıkça artıyordu.bir yarım saat için de artık meydanada sığmaz olduk. işte isyan böyle başladı.
herkez elinde cep telefonu arkadaş dostunu meydana çağırıyordu. ben bir mesaj yazdım. ..( darbeye karşı meydandayız. arkadaş ve dostları da bekleriz, bu gece uyumayacağız.inşallah başaramayacaklar.) bu mesajı bütün rehberimdeki herkeze gönderdim.cevaplar gelmeye başladı.
millet meydana sığmadığından sağa sola cadde boyunca yayıldık, biri dediki ilçe emniyet müdürünü almışlar o tarafa gidiyoruz. o tarafa gittikten sonra bir başka ses burası tamam sancaktepe kışlasına  gidiyoruz dedi. o tarafa giderken bir kişi   ( büyük ihtimalle teşkilattan) dedi ki , sabiha gökçen havalimanını darbeciler elegeçirmiş, o tarafa gidicez,, yol kapalı mecbur yürüyeceğiz. otoban boştu, oraya çıktık. bir grup gidiyordu arkalarına takıldım, yürüken konuşup tanıştık, onlardan biri cep telefonundan dakkika dakika  olayları takip ediyor ve bize bildiriyordu. beş yada altı kişiydik biri diğerine şöyle sordu; ya şimdi üstümeze bomba atılsa yada askeri araç çıksa korkarmısın diye..aslında bu soruyu hepimiz kendimize soruyorduk, ve o arkadaş hayır korkmam ölümden dahi korkmam deyince hepimizde tasdik ederek bizde korkmayız dedik.sonra bir araba bulup durdurduk üstüne bindik. bir cam arabasıydı. biz yoldan giderken  insanlşar pencerelerden  çıkmış bize bayrak sallıyorlardı, büyük bir çoşku vardı,  sanki biz bişeyi  kurtarmaya gidiyorduk ve onlarda bizi kahramanlarmışız gibi selamlıyorlardı.araba meydana yaklaştığında kalabalşık yüzünden daha ileri gidemeyip durdu. bizde indik. sabiha gökçen havalimanının önüne geldiğimizde artık oradaki millet dönüyordu, noluyor dedik, burayı temizledik askerlerden, tanklara çıktık dediler. peki şimdi? rota birinci köprü askerler hala ordaymış, fakat radyodan haberleri takip ediyoırduk. orda bir kalabalık millet askerle karşı karşıya gelmiş ve orasıda bitmek üzereymiş, artık sabah oluyordu. ben sabah namazını kılmak için cami arıyordum. bir araba bulduk. atladık. ve sultanbeyli merkeze dönük. sabah olmak üzereydi ve her tarafta tek tük insanlar dolşıyordu. inanın bana bir gece uyumadığım halde uykusuz değildim. ve sadece su içtiğim halde aç değildim. ben bunu Allahın bir yardımı olarak görüyorum. evet çok şehit verdik belki bende olabilirdim. ama şurası var, ülkemiz çok büyük bir badire atlattı.

  ülkemiz bir urdan temizlendi ve buna vesile olmak onuru bizenasip oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Art niyetli olmadıkça her türlü eleştiriyi dikkate alır ve cevap vermeye çalışırım.