Topkapı Talks

 

Topkapı Talks

Özetleme Ödevi

Prof Dr. Murat Metinsoy

 

   Erken dönem reformları Cumhuriyeti şekillendiriyor ve köklendiriyor.Cumhuriyetin Osmanlı ile olan irtibatı daima sorgulanan bir mevzudur.Bir kopuş mu yoksa bir devamlılık mı olduğu konusu tartışmalıdır.Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan  köklü reformlar  demokratik esas ve yöntemlerden yararlanılmadığı  gerekçesiyle ve yönetimin halktan kopuk olduğu gerekçesiyle zaman zaman  eleştirilmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki reformlar dar bir elit kadro tarafından mı yapılmıştı yoksa Osmanlılar dönemine kadar giden bir kökeni var mıydı? Cumhuriyetin inkilapçılığı  kimi zaman dile getirildiği gibi bir batı taklitçiği miydi yoksa  ülkenin ilerlemesi için ihtiyaç duyulan  yeniliklerin örneklenmesinden mi ibaret bir yaklaşım mıydı? Cumhuriyet egemenliğinin kaynağını halka dayandırıyor fakat her ülkenin farklı koşulları olması ve bunun sonuncunda farklı uygulama biçimleri ortaya çıkması gibi bizim ülkemizde de Cumhuriyet daima uygulama esnasında kendine özgü koşullara uygun bir biçim almıştır. Cumhuriyetler 19 yüzyıldan itibaren bir trend halini almışlardı.İmparatorluklar keskin olaylarla Cumhuriyetlere dönüşürken genellikle cumhuriyetlerin ilk aşamaları  baskıcı özellikli  yöntemleri benimsemiş olan yönetimler oluyor ve bunlar birbirlerine  örnek oluşturuyorlardı.Bizim Cumhuriyetin de pek çok yönden bunlardan etkilendiğini söylemek mümkündür.Cumhuriyet, Osmanlılardan aldığı kurumları yeniden düzenleyerek   ve onları kendi bünyesine uygun hale getirerek devam ettirmiştir.Görünüşte  köklü bir değişim olsa bile kurumların içindeki işleyişe bakıldığında devamlılık olduğunu söylemek mümkündür.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Topkapı Talks

Özetleme Ödevi

Dr. Mehmet Ali Gemuhluoğlu

Türk Dış Politikası

 

    Türk dış politikası son yüzeli yıldır değişmemiştir.Bunun sebebi Türk dış politikasının borç bulabilmek ve bununla ekonomik yaraların sarılması üzerine inşa edilmiş olmasıdır.

  Kırım savaşı tarihin ilk modern savaşıdır.Savaşın nedeni Çarlık Rusyasının  Osmanlı imparatorluğunu parçalayarak sıcak denizlere inme hedefiydi.Oradan da Hint Okyanusuna ulaşmak Rusya’nın hedefiydi.Osmanlı imparatorluğunun başarısız olmasının nedeni Hint denizine inememiş olmasıydı.Kırım savaşı birçok ilklerin görüldüğü bir savaştır.İlk fotograf çekiliyor , ilk buharlı gemi kullanılıyor ve lojistik destek amacıyla tren yolları inşa ediliyor.

Rusya Osmanlılarla savaşmaktan dolayı sürekli güneye doğru genişlemiş ve Kırım savaşında da Osmanlıları tamamen bitirmek istemiştir.Fakat Osmanlıların yıkılmasını kendisi için büyük tehlike olarak gören İngiltere Osmanlılara yardım ediyor ve böylece Osmanlı Rusya’ya karşı galip geliyordu. Fakat işte burada Osmanlılar ilk defa dış borç almak zorunda kalıyorlar.Bu artık Osmanlı için bir politika haline geliyor.O tarihten itibaren Osmanlılar için öncelikli hedef, dış borç alabilecek yeterliliğe sahip bir mevkide  olmaktı.Fakat bu politika devam ettikçe borç sarmalı da gittikçe büyüyor ve bir süre sonra artık Osmanlılar borcun anaparasını değil faizini dahi ödeyemez bir duruma geliyorlar.Bu noktada Duyunu Umumiye teşkilatının kurulması gündeme geliyor ve bu teşkilat borçların faizi karşılığında Osmanlıların temel gelirlerine el koyuyor.Buna rağmen borç almaya devam ediyoruz.Çünkü bu para sayesinde Osmanlı ordusunu revize ediyor ve düşmana karşı sınırlarını savunabilecek bir askeri gücü elinde tutuyor.İttihat ve Terakki Partisi iktidara geldiğinde artık Sultanın  yönetim içindeki mevkisi  hiçbir yetkiyi kullanmaya haiz olmayıp  tamamıyla sembolik bir yer kaplıyordu.Osmanlıların idarecileri ve devamında Türk Siyasetçileri daima realist ve pragmatist insanlardı.O dönem Osmanlı İdarecileri olan İttihatçılar büyük savaşın adım adım gelmekte olduğunu ve bunun sonunda da İngiltere’nin kazanacağını görüyor ve bu müstakbel zafere ortak olabilmek için İngiltere ile  bir ittifak yapmak arayışına giriyorlar.Fakat İngiltere buna olumlu yaklaşmıyor.Bunun üzerinedir ki İttihatçılar Almanya ile anlaşmak zorunda kalıyorlar.Almanya’nın silah sanayisi için kroma ihtiyacı var, bizimde kromumuzu satmaya ihtiyacımız var.Bu temel üzerinde gelişen ilişkiler ittifaka dönüşüyor.Almanya’dan çok ciddi anlamda yardım alıyoruz.Silah yardımı ve ekonomik yardım da bunun içindeydi.Savaşı kaybediyoruz. Savaş sonunda Almanya ya dayatılan rezil anlaşma Osmanlılara dayatılmıyor  fakat fiilen işgal ediliyoruz.İstanbul da işgal güçlerinin kimlik kontrolü altında kendi evinden çıkmak zorunda kalması Osmanlı tebaası içinde  özelliklede Türkler  için onur kırıcı ve küçük düşürücü bir durum oluyor. Bu şartlar altında filizlenen milli mücadele Sakarya’ da zaferle taçlanıyor. Milli mücadele sürecinde ülkenin durumunu bilen Mustafa Kemal Paşa Rusya ‘ya yaklaşıyor.Ruslar büyük miktarda silah gönderiyor ve bunun  haricinde  altın gönderiyorlar.Bu süreçte Mustafa Kemal Paşa Ankara’da Komilist Partisi kurduruyor ve kendisini de Komilizme yakın gösteriyor.Siyah kalpak yerine kırmızı kalpaklar giyilmeye başlanıyor.Bunun üzerine gelen yardımın miktarı artıyor.Böylece Rusların  yardımları, İngiltere’de Liberallerin iktidara gelmesiyle oluşan  geçici kararsızlık,Mustafa Kemalin pragmatik yöntemleri süreç içinde Milli Mücadelenin zaferle sonuçlanmasını sağlıyor.İki Lozan arasında Çeyster Planını kabul ediyoruz. Bu ABD ‘ ye verilen bir taviz. İzmir iktisad kongresinde artık kızıla dönen kalpaklar atılıyor ve yerine fötr şapka giyiliyor.Komilizme yakın söylemler terk edilip  Liberal mesajlar veriliye başlanıyor.Bu arada Rusya ile ilişkilerin bozulmaması için çaba gösteriyoruz.Kerkük ve Musul meselesini Lozan’da halledenmyoruz. Hatay meselesi ise bir muamma olarak kalıyor. Daha sonra bu iki meseleden birinde taviz verip diğerinde taviz alıyoruz.

 1930 lu yıllarda tekrar Batıya doğru açılıyoruz çünkü yine dış borca ihtiyaç var ve Rusya’da artık para yok.İkinci dünya savaşının arafesinde oluşan durumu kendi lehimize çevirerek Montrö anlaşmasını yapıyoruz. Kontrolümüzde olmayan Boğazları bu anlaşma ile kendi kontrolümüze alıyoruz.

    Savaşın başlarında krom satabilmek için Almanya’ya yaklaşıyoruz fakat 1943 te savaşın gidişatının değişmesi üzerine bu kez İngiltere’ye yaşlaşıyoruz ve Almanya’ya savaş ilan ediyoruz.Bu manevraların bir neticesini göremiyoruz çünkü ikinci dünya savaşı sonunda Almanya mahvolmuş, İngiltere yıpranmış, Rusya güçlenmiş ve ABD yeni bir güç olarak ortaya çıkmıştı. ABD yönetimi soğuk savaş boyunca ileri karakol olarak gördüğü  Türkiye’ye özel bir önem atfediyor Türkiye’de Rusya tehlikesi karşısında Amerikan gücünün şemsiyesi altına girmek  istiyordu.Bu süreçte Amerika’dan hem silah yardımı aldık hem de ekonomik destek  gördük.Demokrasiye geçeceğimiz vaat etmiştik.1950 seçimlerini kazanan Demokrat parti döneminde ilişkiler gelişti,Amerika çok fazla istekler ortaya koyunca Menderes hükümeti ekonomik ve siyasi bağımsızlığı temin etmek niyetiyle bu kez Rusya ile yakınlaştı. Rusya ile  bu dönemde pek çok yatırım  için görüşülüyordu. Karabükteki Demir Çelik Fabrikalarının  kurulması Rusların desteği ile gerçekleşti.1960 darbesi bütün bu süreçleri  kökünden söktü.Yapılması düşünülen anlaşmalar rafa kaldırıldı.Bunun üzerine Amerika ile ilişkiler kuruldu.1970 ‘li yıllarda bu kez Süleyman Demirel’in Rusya ile ilişkiler  kurması üzerine 1970 muhtırası yayınlandı.1980’lere kadar Amerika ile bir gerilip bir yumuşayan ilişkiler 1980 askeri darbesinden sonra Özal hükümetlerinin gayretleri ile üst seviyeye çıktı. 1990 larda Sovyetler Birliğinin çökmesi üzerine Türkiye’nin Batıdaki algılanışı değişmişti.Türkiye bu dönemde artık dış borç bulmakta zorlandığı bir dönemi yaşamıştı.Ak partinin iktidara gelmesi ile Amerika ile olan ilişkiler düzelmiş ve Türkiye çok rahat dış borç bulabildiği bir dönemi yaşamıştır.2010 lara geldiğimizde Türkiye Amerika ile sorunlar yaşadığı bu süreçte bu kez Rusya ile ilişkilerini geliştirerek oradan borç para bulabildi ve pek çok alanda işbirliği kurdu.2020 li yıllara girdiğimizde hiç beklemediğimiz bir gelişme yaşandı ve Ukrayna savaşı çıktı.Bu noktadan itibaren Türkiye’nin  yeniden batının gözünde önemli bir ülke durumuna geleceği ve  büyük fırsatlarla dolu bir süreci beraberinde getireceğini  dikkate almak gerekiyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Topkapi Talks  12. Hafta Ödevi

Prof. Dr. Olcay Bige Aşkun

Teknoloji ile Yolculuğumuz

 

Teknolojinin geliştiği aşamaları kendi hayatımız süresince  yakından gördüğümüz için şahit olduk. Örneğin lisede iken hesap makinesi sahibi olmadığımız için kafadan dört işlemi yapma becerisine sahip olduk. Fakat bugünkü kuşaklar teknolojik cihazlarla içli dışlı olduklarından dört işlemi hesap makinesini kullanmaksızın yapamazlar.Bugün İstanbul’un Anadolu yakasında oturup Avrupa yakasındaki bir adresi arıyorsanız bilgisayar yada cep telefonlarında yüklü harita uygulamalarını kullanarak çok rahat yer tespiti yapabiliyorsunuz.Bu anlamda  teknoloji hayatımızı çok kolaylaştırdı.Son 50  yıl içinde küresel düzeyde teknoloji alanında yaşanan gelişmeler öyle hızlı ve öyle baş döndürücüydü ki biz bazı yaşadıklarımızın bazılarını unuttuk.Bu gelişmelerin en son ayağı akıllı telefonlar oldu.

 1990 larda müzik dinleme tecrübelerinde hızlı bir dönüşüm oldu. Bir taraftan radyolar çıkarken diğer  tarafta  kaset çalarlar ve bunların değişik versiyonları ortaya çıktı.Radyoların küçüklemesi büyük bir avantajdı çünkü yürürken radyo dinlemek olağanüstü bir yenilik ve keyifli bir kullanım seçeneği getiriyordu.Türkiyede 1980 lerde video ve  kaset üzerine çalışan küçük işletmeler dükkanlar vardı.

Video kaset kiralama  hizmeti veriyor ve teyip için kaset satışı yapıyorlardı.Bu dönemde  aranılan müziğe ulaşılabilmesi için çok fazla çaba sarf edilmesi gerekiyordu yada aranılan bir filimin bulunabilmesi için uzun süre uğraşılması gerekiyordu.Söz edilen kasetçiler ve plakçılar aranılasn kasetleri bulun  kendi imkanlarıyla çoğaltır ve satışını gerçekleştirirlerdi.Avrupadan, Amerikadan yada Hindistandan gelen filmler  bu yolla seyircilere ulaşıyordu.

1990 lardan sonra masaüstü bilgisayarlar yaygınlaşmaya başladı.Bu dönemde üniversitelerde bilgisayar üzerine kurslar açılıyor ve üniversite mezunları için bilgisayar kullanmayı bilmek önemli bir avantaj sayılıyordu.Bilgisayar satın almış olmak ise bir ayrıcalıklı bir durum olarak ifade ediliyordu.İnternetin hayatımıza girmesi ile birlikte çok hızlı bir değişim ve dönüşüm süreci yaşandı.Hızlı bir şekilde dünyadan haber almayı ve dünyanın ücra bir yerine  bağlanmayı temin etti.2018 ile 2019 yılları internet kullanım verilerine bakıldığı zaman büyük bir fark görülür.insanlların günlük hayatlarında teknolojiye ayırdıkları süre arttı.Daha hızlı haberleşme daha hızlı tepki vermek konusundaki yeteneklerimizi geliştirmemiz bir alışkanlık haline geldi.İki sene öncesine kadar günde bir iki defa açılan bilgisayar vasıtası ile birkaç defa internet erişimi sağlanıyorken bugün artık akıllı telefonlar vasıtasıyla internet erişimi sürekli bir birlikteliğe dönüşmüş durumdadır.Pandemi sürecinde insanların evlerine kapanmış- kapatılmış olması bu durumu  yaygınlaştırdı.Üniversite ve diğer okulların uzaktan eğitime geçmeleri büyük zorluklarla beraber büyük bir tecrübe yaşattı.Türkiye her ne kadar uzaktan eğitim tecrübesini açık öğretim okulları vasıtasıyla yaşamış olsa da bu tecrübe gelişti ve yaygınlaştı.Akıllı telefonların yaygınlaşması en çokta telekominikasiyon  ve medya ile ilgili davranışlarımızı değiştirdi. Her isteyenin kolaylıkla fotoğraf ve video çekmesi ve bunları sosyal medya hesapları üzerinden paylaşması ile nerdeyse herkes bir haberciye dönüştü.

 Teknolojinin bütün dünyada en çok geliştiği alanlardan biri de insansız hava araçları oldu.

Onlar vasıtasıyla kargolar çok daha hızlı ve güvenli teslim edilir, onlar vasıtasıyla daha geniş açıdan görüntü alınır ve yine onlar vasıtasıyla ormanlara tohumlar ekilir ve çok geniş bir arazi ormanlaştırılabilir olduğunu gözlemledik. Böylece insanın yapmakta çok zorlanacağı işleri teknolojinin geliştirmiş olduğu aletler vasıtasıyla çok  daha kolay yapabileceğimize şahit olduk.Bunlardan daha fazlası olan teknolojik gelişmeler ise çok yakın bir gelecekte  hayatımızıa girmeye hazırlanıyorlar. Markette alış veriş yapan birinin evdeki buzdolabına bağlanarak ihtiyaç duyulan ürünleri tespit etmesi yada eve henüz gelmeden klima ile konuşarak evi ısıtlası talimatını vermek yada robot süpürge ile bağlantı kurup ona evi temizlemesi talimatını vermek gibi teknolojik yenilikler şuanda insanların ekonomik durumlarına göre  tercihe edebilecekleri , edinebilecekleri sistemlerdir fakat yaygınlık kazanabilmesi için daha ucuzlaşması ve erişilebilir olması beklenmelidir.

     Arttırılmış gerçeklik üzerine çalışan pek çok şirket gelecekte bu alanın daha çok kullanılacağının bir habercisidir.Mimarlık öğrencilerinin arttırılmış gerçeklik ortamında sınavlarını gerçekleştirmiş olması bir örnektir.Bu gibi örnekler çoğaldıkça yaygınlık kazanma durumuda hızlanacaktır.

   Arttırılmış gerçekliğin çok yoğun  kullanıldığı bir başka alan ise oyunlardır.Bu oyunlarda  gerçekten bir olay  yaşanıyormuş  gibi hissedilmesi sağlanarak oyuncuya çok daha keyifli  bir oyun deneyimi sunuluyor.

Genellikle Amerikan  bilim kurgu filmlerinde  gördüğümüz bazı senaryoların zaman içinde gerçekleşmesi artık bizim bilim kurgu filmlerini gelecek teknolojik yeniliklerin habercisi gibi görmemizi  yada en azından olabilir dememizi gerektirecek bir hale getiriyor.Örneğin Metriks filminde şahit olduğumuz gibi insanların  ikinci bir yaşamı olabileceğini bize  Metaverse  kurgusal deneyimleri gösteriyor.Bu şekilde Metaverse insana tamamıyla  kimliğini ve tamamıyla çevresini değiştirebileceği yepyeni bir  yaşam deneyimi sunuyor.Bu şimdilik pek çok insan için erişilebilir değil ve erişilebilir olduğu pek çok insan içinde tercih edilebilir değil. Fakat zaman içinde yaygınlık kazanması bekleniyor.

Konferansın bu bölümünde , konuşmacı  Olcay hocanın  konuşması sona erdi ve sorulara geçildi.

 

                                                                                             Kahraman Uludağ

                                                                                            Tarih Yüksek lisans öğrencisi

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Art niyetli olmadıkça her türlü eleştiriyi dikkate alır ve cevap vermeye çalışırım.