ASLAN POSTLU KAHRAMAN DESTANI...

 


- ülkemizi düşman istila etmişti.

......
 sabrımız kalmamış , takatımız bitmişti.
......
 gözlerimiz sabırsız ufuklarda gezinirken

 geldi gözlerimiz önüne o beklenen..

 dediler- sen kahramansın

 içimizde en yamansın

 buyur önden git

 güçlü olansın

 dedim.. - çorbada tuzum, ateşte duman

 ben değilim beklediğiniz kahraman

 eger ben olsaydım beklediğiniz

 gereksiz olurdu bunu sizin söylemeniz

sizin demenizle mi olacağım  kurtarıcı?

bu gelmiyor bana hiç inandırıcı

dediler bize inanman için ne yapmalı ,ne etmeliyiz?

bizim çaremiz yok ancak senin liderliğinde birleşebiliriz

ve ancak senin arkadan gidersek zafere ulaşabiliriz

 çünkü sana güveniyoruz

 kendimizden çok

 sende bu inadı bırak,

bize sahip çık -

dedim herkezin vardır toplumda bir işi-

 ben değilim size önder olacak kişi-

 benim fikrim rüzgar gibi eser-

 sabit kalmaz,dağı taşı gezer-

 Size gerekmez böyle bir lider-

DEDİLER- biliriz yeteneklerini

 vakıfız senin gizli yönlerine

 duyma başkalarının dediklerini

koyacağız seni önlerine

 DEDİM- varmı ıspatınız, deliliniz

 beni benden iyi nasıl tanıyabilirsiniz?

 tutuysa bir inadınız yada deliliğiniz

elbette yanılabilirsiniz.

 DEDİLER- delilimiz cesaretindir

gücümüze rağmen bize boyun eğmeyişin

delilimiz feragatindir

yalvarışlarımıza rağmen liderliği kabul etmeyişin...

delilimiz belagatindir

sözleri birbirine ekleyişin

delilimiz sabrındır

son ana  kadar bekleyişin

peki dedim kabul edersem o takdirde

benim elimde   teşekkürde takdirde

yeryüzünde heryerde

hatta uçsuz bucaksız ovaların bittiği sahilde

tekbaşıma veya en kalabalık yerde

benim sözümü dinleyecek alim de , cahil de

bundan sonra ben dur deyince

duracak  havadaki ok bile

ben koş deyince uçacak

asırlık  çakılı  kazık bile

kurbanlık koyun gibi bağlanacak

sözümden birkez çıkan

el üstünde tahta taşınacak

sözümü iyi tutan

bundan sonra günahta  de benim sevapta ben

bundan sonra soruda benim cevapta ben

itiraz edecekseniz şimdiden

geri çekin teklifinizi

sonra itiraz eden olursa  pişman ederim hepinizi

sonuna kadar giderim   bir kez çekince  kılıncı

ne mazeretinizi dinlerim neden şikayetinizi

kaale bile almam gözyaşı dökeninizi

işte böyle biriyim kabul ederseniz

sabaha kadar vaktiniz var düşünün isterseniz

benim gibi bir zorbaya baş eğebilirmisiniz?

DEDİLER

biz çoktan düşündük

seni liderliğe uygun gördük

sende vazgeçiremezsin ne desen

biz senin peşine kendimiz düştük zaten

DEDİM

peki o zaman yarına kadar bütün uğraşınız

 bir koltuk hazırlamak olsun, bana tantanalı

 lider olmamı ne kadar arzu ediyorsanız

o kadar yapın oturacağım menzili havalı 

yarın  eğer beğenip oturursam  koltuğa biliniz

 çalacak saatin zili ve başlayacak liderliğimiz

DEDİLER

sevinerek  ve umarak çalışacağız

yarına kadar sana layık bir koltuk  hazırlayacağız

umuyoruz ki  bunu başaracağız

çünkü sonuna kadar gücümüzü zorlayacağız

o  gün gece geldiğinde

kahraman kalmıştı merak içinde

 bir adam gönderdi , dedi, git de bir  bak

yapıp bitirmişlermi  koltuğu  çabucak

bağlımı  kalmış onlar birbirine neşeyle 

yoksa olmuşmu  aralarında bir mesele

adam gitti ve gizlendi bir köşeye

gördü ki başlamışlar   bunlar işe epey

kimi ahşap yontuyor, kimi demir çubukları eğiyordu

kiminin yorgunluktan omuzları  hatta yere değiyordu

kimi zor ayakta duruyordu , nerdeyse düşecekti

kimi dülger  olmuştu,  dizinde  ahşabı deşecekti

kimi  asker olmuş,  elinde silahıyla bekleyecekti

hiçbişey elinden gelmeyen bir ihtiyarda vardı ki 

onunda dili duadaydı, gözyaşı döküyordu tek, tek

böyle   çalıştılar hepsi el ele hiç durmadan sabaha dek

sabah kahraman   gün açılırken vasıl oldu

bakışlarından kahramanın sanki  bir nur hasıl oldu

gözleri kamaştı  işçilerin ki zaten çok bitkinlerdi

o sırada   kahramanın casusu da orda onları dinlerdi

kahramanı ilk o karşılamak için o tarafa yöneldi

 kahraman  onu görünce çok kızdı ilkin

dedi sen ne alemdesin, nerde aklın fikrin?

 gönderdiğim yerden neden  bir türlü dönmedin?

dedi, hizmetinizle şereflendiğim  bir tanecik efendim

buraya gelirken bir bakıp dönmekti niyetim

görünmemek için kimseye bir sandığa gizlendim

sonra bu sandığı taşıdılar bir meydana

üstüne yığdılar pekçok odunu

saatler sonra sandığı attılar bir viraneye

 bende oradan çıkıp geldim gene  bu hengameye

baktım güneş açılmak üzeredir

fakat sizin ışığınız güneştende ziyadedir

dedim artık ortaya çıkmanın vakti geldi geçmededir

ve huzurunuza çıkmaya  böyle geldim efendim 

başımdan geçenleri size bir bir arzettim..






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Art niyetli olmadıkça her türlü eleştiriyi dikkate alır ve cevap vermeye çalışırım.